31 Ocak 2012 Salı

KARDAN ANNE OLAYIM BİR GÜNLÜĞÜNE


Kar yağsın, battaniyenin altında Türk filmi seyredeyim, elimde kahvem....

İşte bu klişe cümle biz çalışan anneler için hayalmiş bugün onu anladım..( Kar yağdı hem de çok. Ara yollar berbat, arabam bir gece öncesinden bir yerlere terk edilmiş durumda, eve getiremedim bile. Akşam 8'de kocam gelip aldı beni dağ başından. Eve geldiğimde bebeğim ağlıyordu. Son bir anne kokusu ve uykuya daldı mışıl mışıl. 6'da evde olamadım yolda kaldım diye suçluluk hissetmeli miyim?

Bakıcı bu sabah 10:00'da gelebildi. Taksi durağı, abla o kadar uzağa gidemeyiz, ara yollar berbat,hem zaten taksi yok dedi. Babası beni sayma, benim çalışmam lazım,ya sen kal ya Fatoş gelsin dedi. Fatoş, zar zor geldim erken çıkabilir miyim dedi...Napalım bugün de işe gidemeyeceğiz kar mazeretinden  anlaşıldı!

Laptop açılsın bari evden çalışılsın, o da ne oğlum tepemde kolyemi yemeğe çalışıyor!!! Bari yemeğini ben yedireyim,evdeyim zaten. Bu arada işe giden gidemeyen arıyor,belli ki giden de gidemeyen de tersinden kalkmış. Yemeğini her zaman yiyen çocuk bugün yemedi, Fatoş sana yapıyor diyor. Oğlum bana ne yapıyor anlamadım ama nedense Fatoş'a göre hep bana yapıyor.

O zaman giydirelim biraz kar topu oynatalım. Oyun faslımız 15 dakika, giyinme faslımız 40 dakika sürüyor. Babası ne giydirsem beğenmiyor.Oğlum şımardıkça şımarıyor,kucağımdan inmiyor.

Gün bitiyor ,kafam nedense sünger gibi oluyor. Ne oğlumla evde olmanın bir  tadı var, ne karın keyfi. Değil battaniye altına girmeyi,5 dakika koltuğa oturmadığımı farkediyorum. Sevmiyorum böyle belirsizlikleri, suçlu hissetmeleri. Battaniye altında Türk filmi,çay keyfi sizin olsun ben kardan bir anne olayım,oğluma bakayım bahçeden...Aslımda  işe gitsin,eğer gelemezsem zamanında eve,  kardan anne (ben) baksın oğluma olmaz mı?

                                         OYUNUMUZ 15,GİYİNMEMİZ 40 DAKİKA SÜRDÜ
                                        KARI SEVİYOR,GENLERİNDE VAR...
                                       KARDA OTURUYOR KÜÇÜK PRENS....

29 Ocak 2012 Pazar

ARTIK HAMİLELİK MODA

90'larda eğer ünlü iseniz evlilik, hamilelik, ebebeyin olmak malesef hoş karşılanmaz, bilakis şöhretin zedeleneceği korkusuyla ünlüler çocuk yapmaz, evlenmezdi. Neyseki 90'lardan sonra gelen özellikle Amerikalı ünlüler çok daha cesur, aile kavramına inanan ve destekleyen ünlüler olarak tüm dünyada yeni bir akım başlattılar. Artık çocuk doğuran (hem de 3-4 defa) , evlat edinen, evlenen ünlüler çok moda...

İşte benim favori hamilelerim:

                                                          NATALIE PORTMAN
HALLE BERRY


DENİZ UĞUR

YİNE BALKABAĞI - BALKABAKLI PİRİNÇ UNU MUHALLEBİSİ

Geçen yazımda size balkabağının faydalarından bahsetmiştim. Şimdi size balkabağı ile yaptığım ve Aksel'in bayıldığı yeni bir tarif vereceğim.

Malzemeler

Pirinç unu muhallebisi
Haşlanmış balkabağı


Pişirdiğiniz pirinç unu muhallebisinin içine haşladığınız ve çatalla ezdiğiniz balkabağını koyup karıştırıyorsunuz. Bebeğinizin çiğneme ve yutma refleksine göre dilerseniz blenderdan da geçirebilirsiniz.

Bizler pirinç unu ile büyümüş bir nesiliz. Hala  doktorlar gece bebeklere yatmadan önce tok tutsun diye pirinç unu muhallebisini öneriyorlar.Etrafımdaki pek çok anne de bebeğine pirinç unu muhallebisi yediriyor. Sade pirinç unu yerine kış günlerinde balkabaklı pirinç unu hazırlayarak bebeğimize farklı bir lezzet tattırabiliriz.



Afiyet Olsun

24 Ocak 2012 Salı

BAL KABAĞI CORBA TARİFİ VE BALKABAĞININ FAYDALARI

Sevgili anneler bebeklerimize her gün mis gibi çorbalar hazırlayarak damak tatlarını geliştiriyor ve beslenmelerini sağlıyoruz.
 İşte size hem çok faydalı ve çok lezzetli bir çorba tarifi. Evde her zaman farklı farklı sebze bulunmayabilir, İşte  kış aylarında dolabınızda kesilmiş olarak bulunduracağınız  bal kabağıyla bu çorbayı yapabilirsiniz.

MALZEMELER

1 dilim doğranmış balkabağı
1/4 küçük soğan
1/4 Patates
Zeytinyağı

Balkabağı,patates ve soğanları sıcak suda haşlıyoruz. Haşlanan sebzeleri rondodan geçiriyoruz.Pure haline gelen yemeğimizin üzerine çok az zeytinyağı gezdiriyoruz.


BALKABAĞININ FAYDALARI  : Küçük bir tabak balkabağında günlük ihtiyaç duyulan A vitaminin %25'i varmış.A vitaminin öncül maddesi beta karoten vücutta karaciğerde depolanır ve vücut ihtiyaç duyduğunda A vitaminine dönüşürmüş.Beta karoten pek çok kanser çeşidinin,kalp krizi ve damar sertleşmesinin önlenmesine yardımcı olur ve bağışıklık sistemini destekleyerek vücudun enfeksiyonlara karşı mücadele etmesini sağlarmış.

Hadi bakalım sevgili anneler bebeklerimize balkabağı corbası yapmaya....

İŞ HAYATINA YENİDEN DÖNMEK


9 aylık hamilelik döneminden sonra nihayet bebeğimizi kucağımıza aldık ve tüm hayatımızı anne olmaya adadık. Anne olmak ya da anne olmayı öğrenmek hiç kolay değil canlarım.Hele ki hayatını öğrencilik ve getirdiği her türlü gezme ve tozmaya adamış akabinde de aktif iş hayatında kariyer yapma peşine düşmüş günümüz plaza bayanlarındansanız after work partyleri, bekarlığa veda partileri,eventler,yurtdışı seyahatleri derken annelik hafızalarda soyut ve bir o kadar da uzak bir kavram olarak yerini alır. Sonra bir gün anne olmaya karar verdiğinizde ki bu genelde yukarıdaki tanımlamaya uyan bayanlar  için biyolojik saatin tık tık seslerinin duyulmasıyla verilen ani bir karardır, hayal edemediğimiz  kadar büyük bir sorumlulukla karşılaşırız.

Tabi ki herşeyin üstesinden gelmeye alışkın biz super kadınlar, doğum  izni boyunca iş hayatından o kadar büyük bir kopuş yaşar  ve anneliğe içgüdüsel olarak öyle sıkı sıkıya bağlanırız ki 3-4 ay sonra iş hayatına yeniden başlayan anneler için yaşanan tam bir tramvadır.

 İlk günler kilolardan ve şişliklerden kurtulamamış şekilsiz bir beden ve taşınamayacak kadar ağır  kocaman gögüslerden dolayı  saçma sapan kıyafet kombinasyonlarıyla işe gidilir. Masanızın başında aklınız bebeğinizde günde 10 kere bakıcıya ya da annenize telefon ederek rapor alırsınız neyse ki sonraları günde 2-3'e iner bu rapor fasılları.. . İşe yeniden konsantre olmak en az 2 haftanızı alır. Kimi zaman masanızda oflar ve çalışmak değil çocuğunuzu yetiştirmek istediğinize karar verirsiniz. Yaptığınız iş çok anlamsızdır, anne olmanın yanında. Siz kendi cumhuriyetinizin kralısınızdır artık, beğenseler de beğenmeselerde... O can attığınız partyler sürekli gezen arkadaşlarınız ve yaptıkları ilk zamanlar anlamsız gelir, sonraları da zaten isteseniz de evde sizi bekleyen canavarı bırakmaya gönlünüz el vermez gitmeye, iş çıkışlarında öyle yerlere. İşte böyle gel gitli,stresli, iç kemiren bir dönemdir işe dönüşler hamilelikten sonra. Peki ya  işe geri  dönmemek, evde oturup çocuğumuza  bakmak, sizce bu  bir çözüm müdür,ya da bu mudur asıl istediğimiz ve iç huzur sağlayacak karar....
Evet  bebeğimizi bakıcıya ya da anneye bırakmak yeterince  zor ve bence bir  kadın için hayatta verilen en zor sınavlardan bir tanesi. Ancak bebeğimizin fiziksel ve ruhsal gelişimi için gerekli altyapıyı ve planlamaları sağlam yaptıktan sonra bebeğin temel ihtiyaçları karşılanıyorsa,bebeğe sevgi veriliyorsa, baba size yardımcıysa  evde olduğunuz zamanlarda da bebeğinizle kaliteli zaman geçiriyorsanız inanın bebeğinizin bir kaç sene sonra çalışan bir annesi olduğu için gurur duyacağı günler de gelecek. Maddi anlamda kendi parasını kazanan, ayakları yere sağlam basan bir anne modeli  de çocuğunuz  için örnek bir tablo olacaktır. 


Benim tercihim doğumdan 4 ay sonra işe başlamak oldu. İşe başlayalı ise henüz  3,5 ay oldu. Evde  oğlumla düzenimizi oturttuk, hafta sonları bol bol kaçamak yapıyoruz, geziyoruz, tozuyoruz. Sabahları giyinip makyaj yapıp evden çıkarken oğumla oyunlar oyunuyoruz ve aksama yeniden görüşmek üzere vedalaşıyoruz...

Lütfen kararınızı verirken artıların ve eksilerin yer aldığı bir liste yapın, karar verirken bugün kadar geleceği de düşünün,bu işte tek bir doğru malesef yok. Benim şartlarım imkanlarım benim doğrularımı belirledi,dilerim sende  büyük tramvalar yaşamadan en doğru kararı verirsin Sevgili Anne....

Özge OLSEN

23 Ocak 2012 Pazartesi

DOGUM DOKTORU SECIMI

 38 -40 hafta süren hamilelik  boyunca bedenimizi,bebeğimizi ve pek çok zaman da ruh sağlığımızı doktorumuza teslim ettiğimiz düşünülürse  güvenebileceğimiz,ilgili,dikkatli bir doğum doktoruyla bu yolculuğa başlamak hamilelik sürecemizi çok daha keyifli ve güvenilir bir hale getirecektir.

Ben aslında hiç de o bilinçte olmadan güvendiğim bir arkadaşımın tavsiyesiyle Yedi Tepe Üniversitesinden Narter Yeşildağlara gitmeye başladım.Bizim için en önemli kriterler evimize yakın bir hastane olması,doktorun ingilizce bilmesi ve yurtdşındaki gelişmelere açık olmasıydı.Narter Bey İsveçte doktorluk yapmıs olduğundan hiç tereddüt etmeden kendisine gitmeye başladık.

Hamileliğim boyunca Narter Bey'in uzun muayeneleri, acil veya önemli durumlarda  mesaj yoluyla her soruya yanıt vermeye çalışması, normal doğum yapamayacağım için  şevkatli yaklaşımı,beni kırmadan ama ısrarla lütfen artık çalışmayınız,yeter artık evde uzanmanız lazım diyerek beni ve bebeğimi benden çok düşünmesi en azından öyle hissettirmesi doktoruma olan inancımı kat ve kat artırdı.  Tabi biz  farklısını görmediğimiz ve bilmediğimiz için bunun her doktorun yaklaşım tarzı olduğunu sanıyorduk, oysa aynı dönemde farklı doktorlara giden arkadaşlarımın doktorlarıyla Narter Beyi kıyasladığımızda ne kadar şanslı olduğumu bir kere daha anlamış olduk.

İster evde oturun ister çalışan bir hamile olun, bu dönem hepimiz için çok değerli ve kutsal...Kriterlerinizi belirleyerek tavsiyeleri de dikkate alarak doktorunuzu seçmenizi öneririm.Ancak şunu da bilmenizi isterim ki her isim yapmış,muayenesi çift tarife olan prof unvanlı doktor en iyi muameleyi gösterecek ,yıldızınız barışacak, super bir doktor olacak diye bir şey kesinlikle yok sevgili anne adayları....


Doktorumla Akselın o ilk mucize anı....

19 Ocak 2012 Perşembe

BIR OYUN HALIM BILE YOK


Imkanlarımız elverdiği surece bebegımızın gelısımı icin kesenın agzını gozumuzu kırpmadan acıyoruz.Iste sıze yenı bır urun, oyun halısı....Bız Tıny love marka oyun halısı aldık.Hatta fıyatı fazla geldıgınden  sahıbınden.com'dan ıkıncı el aldık, kuru temızleme yaptırdık ve sımdı oglumuz mıs gıbı kullanıyor.


Fotograftan bakıldıgında halının detayları anlasılmayabılır.Soyle acıklamak gerekırse; Halının cesıtlı yerlerınde farklı  dokular var, mesela hısır hısır ufak bır bolum, pelus bır bolum, bastırınca oten bır bolum vb.
Farklı dokulara dokunmak bebegın zeka gelısımı ıcın cok onemlı oldugundan bu sekılde kurgulamıslar.Ayrıca halıda  plastik bır ayna var ki bebeklerin aynaya bakması da gelişimleri açısından çok onemliymiş. Bunun yanında bebek  ayağıyla tekme atınca muzık calan bır bolum, bu bolum ayarlanırsa  sureklı  mozart da calabılıyor.Bunun dısında tepede eglencelı cesıtlı oyuncaklar var.

Cocukların emeklemeyı ogrenmelerı ve boyunlarının guclenmesı ıcın halı uzerınde egzersız yapmaları cok onem arzetmektedır. Bunu daha keyıflı bır hale getırmek ve bebegın kendı kendıne vakıt gecırebılmesını ogrenebılmesı ıcın  bu eglencelı halılar işinize yarayabilir.

BEBEKLER RUTINI SEVERLER

Kendı hayatımızda rutın yasamak ne kadar sıkıcı gelırse bebekler de bır o kadar rutınden hoslanıyorlar ve kendılerını guvende hıssedıyorlar.Bu yaptıgım arastırmalarla ve kendı bebeğımden edindiğim tecrubeyle de sabittir.Peki anneler nasıl rutin oluşturalım?Nereden baslayalım?
Anneler öncelikli kuralımız bu konuda kararlı,katı ve ısrarcı olmak.Cunku sizin rutininizi bozmak isteyecek dahili ve harici es,dost akraba her zaman olacaktır.
Rutin olusturuken bebegınıze cesıtlı seromonıler olusturun.Ornegın bebegınızı her aksam aynı saatte yatırmak ıcın aynı saatte altını acmak, bebegı yıkamak, masaj yapmak ve aynı pıjamalarını gıydırmek buna ornek olusturabılır.Bebeğiniz bir sure sonra bu rutıne alısacak ve otomatık olarak sız onu yıkar,gıydırır emzırırken o uykuya hazırlanmaya baslayacaktır.

Bu rutınlere alıstıkca bebegın sabah kahvaltısı,uykusu,oyun saatlerı hatta kaka saatlerı bıle bırbırını kovalayacak ve anne olarak bebegınızın bır adım sonrasının ne olabılecegı konusunda kendınızı daha guvende hıssedebıleceksınız.

Kımbılır sımdı bu satırları okurken benım bebegım oyle asabı,oyle yaramaz kı rutın olusturmak ımkansız dıyordunuzdur...Tabıkı her bebek farklı ancak mumkun oldugunca bu rutınlerı olusturabılırsek  anne olarak hayatınız cok daha kolay hale gelecektır.

Iste rutını uygulandıgı ıcın mutlu bır sekılde uykuya hazırlanan bır bebek....))

7 Ocak 2012 Cumartesi

BEBEKLERİN BURUN AKINTISI ÇİLESİ

Aksel nezdinde tüm bebekler adına söyleyebilirim ki bu burun akıntısı feci birşey. Bebek konuşamaz,burnunu silemez,derdini anlatamaz ve o akıntıyla iyileşene kadar yaşamak zorunda kalır.
Öncelikle bebeklerin burun akıntısını ilaçlarla önlemek çok tehlikeliymiş baştan söyleyeyim. Burun akıntısı semptomik tedavi edici ilaçlarla engellendiği sürece anlık olarak anne ve bebek  mutlu olsa da bu geçici bir iyileşme olduğundan sonraları  bebeklerin burunları iyice tıkanacak ve bu ciğerlere kadar inebilecekmiş. Bu nedenle bebeğimizin burun akıntılarını daha doğal yöntemlerle kendiliğinden sonlandırmaya çalışmalıyız.

İşte size tavsiye edebileceğim ve aslında tüm doktorların da tavsiye ettiği yöntem Otribebe damlaları öncelikle bebeğin her iki burnuna da damlattıktan sonra yine otribebe'nin nazal aspiratör adı verilen pompası ile bebeğin burnundaki akıntıyı çekmek şeklindedir.






Biz ilk acemilikten elle çekile aspiratörden aldık ancak kesinlikle ve kesinlikle iyi çekim için otribebe'nin ağız yöntemiyle çekilen nazal aspiratörünü tavsiye ederim. Kulllanımı çok basit,bir ucunu bebeğin burnuna sokup hortum vasıtasıyla ağzınızla hüpp yapyorsunuz.Merak etmeyin yutmak gibi birşey sözkonusu değil arada süngerde blok koymuş tasarımcılar....

                                       HİÇ KULLANIŞLI DEĞİL.TAVSİYE ETMİYORUM....

6 Ocak 2012 Cuma

AKSELIN FAVORİ KLİBİ


Henüz 7 aylık  ama onun da zevkleri var. Sevdiği şarkılar var, çıkınca heyecanlandığı,o minik elleri çırptığı....Şimdi sizlerle en sevdiğimiz klibi paylaşıyoruz.

Pepe'den canım annem

CORBA TARİFLERİMİZ - BROKOLİ ÇORBASI

6. aydan itibaren bebeklerimiz ek gıdalara geçmeye başlayınca sebze çorbaları da annelerin vazgeçilmezi haline gelir. Biz ilk başlarda evde ya da manavda sebze namına ne varsa koyarak karman çorman tarifler hazırlamıştık.Ancak zaman geçtikçe, tecrübelendikçe bunun anlamsız olduğunu, ne azından bebeğe içirilen çorbanın damak tadı olması gerektiğinin farkına vardık.

Çorba yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli husus mevsiminde olmayan sebzeleri mümkün olduğunca kullanmamanız.Patlıcanı mevsimşnde dahi olsa hiçbir surette kullanmıyoruz.
Gelelim tarifimize:
Malzemeler
1 adet küçük patates
1 adet küçük soğan
1 adet havuç
Brokoli
İrmik Zeytinyağı


Havuçları yuvarlak yuvarlak, patatesleri küp küp soğanları da ince ince doğrayalım. Suyun içine bunları atıp kaynatmaya bırakalım. Üzerine brokolilerimizi ekleyelim. Çorba kıvamına gelmeye başlayınca içerisine 2 -3 çorba kaşığı irmik atalım.Biraz fokurdatıp ocaktan alırken hakiki zeytinyağından bir iki damla çorbaya katalım ve çorbayı karıştıralım.



Afiyet Olsun Bebişimize

5 Ocak 2012 Perşembe

ELİMİZİN ALTINDAKİ PRATİK GEREÇLER

Su fotografta gormus oldugunuz plastık aletın bu kadar kullanıslı olacagını bılmezdım ta kı buna benzer bır aleti Norvec'ten ılgınç bulup alana kadar. Ek gıdalara gecenler ya da basından berı bebeğini biberonla besleyen anneler bilir,biberonlar kaynatılır kirletilir,kaynatılır,kirletilir....Farklı sıvılar için farklı ağızlıklar takılır.Tüm bu işlemler sırasında tüm biberonların hazırolda durabildiği,içinin çabucak kurumasını saglayacak,kapagını, agızlıgını hemen yanındakı cubuga  takabileceğiniz cok basit ve pratik bir alet...Aman işime yaramaz demeyin biberonların orada burada dagınık durmasından hem daha iyi hem de kurutma sekli olarak cok daha saglıklı.Tavsiye ederim.

Özge

EMZİREN ANNE VE ANTİBİYOTİK



Norvec'ten cok hasta geldiğimi bir önceki yazımda belirtmiştim. Gelir gelmez henüz havalimanındayken antibiyotiğe başladım. Gece yarısı  eve gelir gelmez  ise Aksel'in doktoruna mesaj attım: Cok hastayım agumentın 1000lik'e basladım,Aksel'i emzirmeye devam edeyim mi?Antibiyotik alma sakın demeyin çünkü ölüyorum!!!!
Doktorumuzdan gelen yanıt :Emzirmeye devam et.
Aksel neredeyse 7 aylık ve artık emmeyi keyif niyetine yapıyor. Açıkcası doktorumuzun keyıf için bile olsa emzirmeyi kestirmemesine çok sevindim....

Hadi bakalım emzirmeye devam, bakalım nereye kadar....

Özge

IYI BIR YIL DILEGIYLE

Kısa bır aradan sonra Istanbul'dan merhaba


2012 yilini Norvec'te hasta bir sekilde karsiladiktan sonra nıhayet sis bır bogaz, ates ve vucut kırgınlıgı ve 0 (sıfır)ses ıle Istanbul'a adım attık.Yolculuk boyunca oglusumun kucagımda benı eglendırmeye calısması bıle benı kendıme getıremedı,o derece hastaydım....
Hastalıgın bu kadar ılerlemesının nedenı Norvec'te doktorların antıbıyotık yazma konusunda hıc ama hıc ınsıyatıf kullanmamaları ...Cocuklugundan berı leblebı gıbı antıbıyotıge alıskın vucudum malesef antıbıyotıksız olarak bakterılerle savasamadıgı ıcın bu hallere dustum.Istanbul'a gelır gelmez ılk ısımız havalımanı eczanesıne gıderek 1000mg'lık agumentın almak oldu.Simdi daha iyiyim,biraz oksuruk biraz ses çatallaşması kaldı o kadar.... Cok sukur  oglusum bıraz burun akıntısı ıle atlattı bu zorlu yolculugu.


Facebook'takı statuslardan anlasılan genelde 2011 kotu gecen ve bıtmesı ıcın yalvarılan bır yıl olmus.Ben Aksel'imin dogdugu yıl olması dolayısıyla gerıde yasanan herseyı teferruat gorerek 2011 yılını sevgıyle gonderıyorum....


Gelelım guzel dileklere;



Tum sene nasıl baslarsa oyle gecer tezine hiç ama hiç itibar etmeyerek herkese saglıklı, huzurlu bir yıl diliyorum. Hanımlar bu sene bebegınızle verımlı vakıt gecırmenızı,işyerinizde kıymetinizin bilinmesini,eşinizin sizi bastacı etmesını dılıyorum...


Bol bol sımartıldıgınız bır yıl olsun....


Not : Kendınızı sımartmayı unutmayın!!!!


Saglıcakla,


Özge