28 Şubat 2012 Salı

PLAZALARA SÜT SAĞMA ODALARI İSTİYORUZ



Bu ülkede herkesin her konuda bir fikri var madem bu da benim fikrim, benim talebim...Devlet ilk 6 ay anne sütü diye her yerde yayınlar yapıyor, anneler anne sütüne teşvik ediliyor, bu annelerden bir kısmı mecburen 3-4 ay sonra işe başlamak durumunda kalıyor.
Yasalar anneye 8 hafta izin hakkı verdiğinden ilk 6 ay anne sütü vermek için  anneler süt sağmak durumunda kalıyorlar. İş yerinde hijenik olmayan ortamlarda, tuvalet köşelerinde, boş toplantı odalarında  süt sağmaya maruz bırakılıyorlar. Anneler, süt sağmaya çalışırken içerinin boş olduğunu düşünen bir sürü kişi kapıyı zorluyor, tuvalette süt sağan anneler girene çıkana laf anlatmak durumunda kalıyor...

Bunu okuyan anne olmayan bayanlar ya da erkekler ne var bunda sağsın işte  diyebilirsiniz,ancak süt sağmak öncelikle mahrem bir olay.Ayrıca anneyi geren, sağarken de son derece sıkıcı bir iş.Üstüne üstlük olur olmaz  yerde süt sağmak zorunda bırakılmak  bir süre sonra anneyi işyerinde süt sağmaktan soğutuyor ve sağılmayan süt de bir süre sonra azalıyor ve en sonunda da bitiyor.Bebekte en ihtiyacı olan dönemde anne sütünden mahrum kalıyor.

Halbuki içerisinde helikopter pistinden, starbucksa, kuaforden restauranta kadar herseyin bulunduğu plazalarda süt sağma odaları yapsalar; söyle temiz, ferah, herkesin dandun içeri giremeyeceği,klasik müzik çalan,süt sağarken dergi karıştırabileceğiniz, içerisinde sütünüzü çıkarken alabilmeniz için bir de buzdolabı olsa güzel olmaz mı? Hatta hayal bu ya içinde süt sağma makinesi  de olsa hastane modeli,  anne sadece  hortum ve pompayı taşısa..Anne öğle tatilinde sandviciyle gitse bir yandan süt sağsa bir yandan öğle öğününü yese, NASIL OLUR???
Bence harika olur, hatta fabrikalarda da olsa böyle odalar,üniversitelerde, devlet dairelerinde,kısaca  annelerin ihtiyacı olan her yerde olsa...Anneler işte böyle teşvik edilse anne sütü vermeye...Bakın o zaman ne kadar mutlu mesut süt sağıyor anneler, bebekler besleniyor...

GÖZ ENFEKSİYONU İLE DE TANIŞTIK


Bugün oğlumun bakıcısı telefonda Aksel'in gözünün kızardığını ve çapaklandığını söyledi. Acemi anne olunca onu da panik yapmamak için tamam sen Aksel'in ellerini temiz tut, kendi ellerini de ben sana döneceğim diyerek hemen güzel komşularımdan İpek'i aradım. Bu yazı vesilesiyle  acemi annelere ve ilk çocukla ikinci çocuk arasında ara veren annelere de tavsiyem sizden 1-2 yıl kadar önce doğum yapmış komşularınız, arkadaşlarınız olsun. İnanın hayatınızı çok kolaylaştırıyorlar. En azından en panik anınızda sizi rahatlatıyorlar.Hatta benim komşularım ilacını bile neredeyse reçeteye yazacaklar ))))) İpek bunun çok normal olduğunu,kendi çocuklarının da çeşitli kereler bu enfeksiyonu kaptığını, özellikle nezleden sonra görüldüğünü, sebebinin ise sümüklü ellerini gözlerine sürmesi  olduğunu söyledi.

Bir süre sonra  Aksel'i doktora götürmek için gittiğimde karşılaştığım manzara beklediğimden daha kötüydü. Oğlumun tek gözü kapanmış ve  şişmişti. Üstelik gözünün etrafı da sanki yumruk yemiş gibi kızarıktı. Onu o halde görünce içim parçalandı, neyseki oğlumun umrunda değil etrafla ilgilenmeye ablasıyla oynamaya devam ediyordu.

Doktor 4 saatte bir damlatılacak bir damla ve gece yatmadan önce sürülecek bir krem verdi. Bu mikrobun çok bulaşıcı olduğunu bizim de kapma riskimiz olduğunu söyledi ve olursa diye bize de bir reçete yazdı...


Böylece nezle gripten sonra ikinci hastalığımızı da karşılamış olduk. Aynen dedikleri gibi anne sütü kesildikten sonra hastalıklarla başetmeyi öğrenmelisiniz uyarıları da doğru çıktı...Ne diyeyim Allah beterinden saklasın,Allah dermansız dert vermesin hiçbirimize...